Perşembe, Aralık 13, 2012

Bir Sabah, Oxford ve Dört Santa



Bir sabah... Pazar... Oxford... Saat 7 olmasına rağmen çocuklar gür sesimden gelen 'koğuş kalk' komutu ile.... hayır hayır hayır... annelerinden gelen tatlı 'hadi çocuklar günaydın' namesi ile heyecanla ayaktalar. Ben ise, bir gece evvelki şahane Merlot'un etkisiyle olsa gerek hala horul horul uyumaktayım.

Perdeleri azıcık aralıyorum. Buz gibi bir gün olduğu arabanın bembeyaz olmuş camlarından belli. Bu soğukta ve sabahın bu saatinde koşmak... hmmm şu sıcacık yastığa başımı tekrar koysam diye düşünürken, iki kırmızı canavar Peter Sellers'ın 'Pembe Panter' filmindeki uşağı Keto ile yaptığı karate sahnelerini aratmayacak cinsten bir hamleyle üzerime atlıyorlar. 

Evet yanlış duymadınız koşuyoruz. Hem de ailece. Ve de 2 mil, yani 3,2 kilometre. Koşumuzun teması Noel Baba (Santa) ama amacı farklı. Helen & Douglas House'a yardım için... Tedavisi olmayan hastalıklarla mücadele eden, ya da ölüm döşeğindeki çocuklar ve ailelerine destek olan çok önemli bir kuruluş Helen & Douglas House. Hani sadece para vererek değil terleyerek bu işi yapmak, onun bir parçası olmak yapılan yardıma anlam katıyor. Ayrıca bizim afacanları da küçük yaştan bilinçlendiriyoruz. 

Çocuklar 'koşuyoruzzz koşuyoruzzz' diye bağırarak çarçabuk kahvaltılarını ediyorlar. Kostümlerimizi giyip atıyoruz kendimizi dışarı...  Son dakikada oğlan 10 parmak gücündeki motorsikletini almaya karar veriyor... Belli ki günün sonunda hem onu hem de motorsikletini taşıyacağız.    

Sabah sabah bizi bu halde gören köy sakinlerinin 'kim bu komedi filmi setinden kaçmış çatlaklar?' diye düşündüğüne eminim. 



Otobüs şöförü bizim fındık ve fıstığa takılıyor 'ho hooo Santalar gelmiş...'...

Bizden başka çatlakların da olduğunu görünce rahat bir nefes alıyoruz....


Bizim Santa 21. yüzyıla ait olduğu için geyikleri bırakmış, motor ile işini görüyor.


-1 derecede, start öncesi...
 
 Gangnam Style ile ısınma hareketleri...


2000 Santa... 2000 Çatlak... Oxford sokaklarında...

Bizim küçük Santa atom karıncayı hızında ilerliyor. Motor, motor olduğundan beri böyle performans görmedi. Abla Santa bir kaç yüz metre sonra depara kalkıyor ve bize epey fark atıyor. 



Evet kahin olmaya gerek yok! Santa'nın  ayakları 800. metrede 'yeter artık' diyor. Anne Santa küçük Santa'yı taşırken, Baba Santa'ya da motoru taşımak düşüyor - o ben oluyorum; bir elimle motoru tutarken diğer elimle fotoğraf çekmekteyim. Erkekler multi-task değildir, iki işi bir arada yapamaz diyen kadınlara duyurulur! Artı koşmaktayım, yani üç iş yapıyorum. Lütfen kayda geçsin! 


Küçük Santa 1200 metrede dolduruşumuz ile tekrar motora dönüyor. Minimus... Gladiator! Arka planda koşmayıp yürüyen 'tembel' Santaları görmekteyiz... 


Bunlar da ters yöne koşan Santalar... 



Finiş çizgisini geçen mutlu Santalar...
Temiz havada 3,2 km egzersiz ve tabii her şey iyi bir amaç için...