Sevgili Okur!
Geçen gün kitabımın bir kopyasını 2,5 yaşındaki kızım Mavi için imzalayıp kütüphanenin uzak raflarından birine koydum. Bunun ne kadar güzel bir his olduğunu anlatamam. Kızım o kitaba iyi bakarsa çocuğuna, çocuğu kendi çocuğuna, torun kendi torununa... Ölümsüz hissetmek böyle bir şey olsa gerek. Hani biz bir iki satır karaladık da onun budalası olduk ama Yaşar Kemal, Buket Uzuner, Deniz Kavukçuoğlu, Oruç Aruoba, Demir Özlü, Nadir Paksoy kim bilir ne hisseder kitabının o ilk boş sayfasına, okur adına, ya da bir sevdiği için mürekkebini kağıt ile buluştururken...? Hemingway'in, Tolstoy'un, Müfide Ferit Tek'in, Cemal Süreyya'nın, Can Yücel'in çocuğu, torunu ne hisseder kitabı eline alınca...?
Ey okur, ey dost! Yazı karalayan için paylaşımdır, iç dökmedir, hatırlamadır, damdan düşmedir ve sonra toza toprağa bulanmış olsan da kalkıp yine yürümedir... Yazı, senin için arkadaştır, dosttur, düşmandır, kıskançlıktır, aşktır, tutkudur, kahkahadır, gözyaşıdır, umuttur, kötülüktür, iyiliktir, eziyettir, emektir...
Tanıyan okur sorar, "Bir defa kitapçıya gittim bulamadım, nereden bulurum?". Tanımayan, merak eden ise bir kere gider bakar, bulamazsa bir daha bakmaz unutur gider. Ben herkesin işini kolaylaştırayım. Kitapçıda bulamayan, okumak isteyen; damdan düşmüş adam nasıl olur merak eden; gezginliği seven bizim şu "Bir Türk, Bir İngiliz ve Üç Kuruşluk Dünya"mızı aşağıdaki internet sitelerinden temin edebilir. Hem söyleyeyim iyi de indirim yapmışlar!
Yazar teşekkür eder!
Alim Erginoğlu